Çok sıcak lan, aşırı sıcak,ter bastı gittim dolaptaki JB şişesinden su doldurdum, içtim. Bir bardak daha doldurdum, onu da içtim. Sonra pratik olayım, sonraki adımlarımı hesaplayayım dedim, JB şişesine tekrar su doldurup, dolaba yerleştirip, daimi soğuk su sahibi olabilmek istedim. Baktım ki JB şişesinin ağzı o tepeden basmalı damacana aparatının plastik musluğunun ağzından küçük. O vakit, lan bu şişeyi suyun yarısını yere dökmeden doldurabilmek imkansız, nasıl olmuş da şişenin içine su doldurulabilmiş, diye düşündüm. JB şişesi de, damacana aparatı da standarttır tahminimce, elinde ikisinden de olanlar deneyip sonucu görebilir. Babam doldurdu herhalde şişeyi zamanında ama nasıl doldurdu? Suyun yere dökülmesini umursamadan şişeyi tamamen doldurma ihtimalini geçiyorum, ben bu evde huni ile de karşılaşmadım henüz, su diye viski içmediğimden de eminim. Nasıl yapabildi acaba, dahi lan bu adam!
Bugün yine sıcaktı, gündüz de gece de sıcak, sıcağın etkisiyle baygın baygın eve dönüyorum, sıcaktan bunalan ev kadınları da bahçeye atmış kendilerini. Apartman bahçesine apartmanın en hamarat(muhtemelen emekli) aile reisi tarafından inşa edilmiş piknik masasına kurulmuşlar. Bahçe kapısından adım attığımda yoğun ilgiyle karşılaştım, hal hatır sordular, "n'oluyo lan" diye düşünürken ev kadınları sigara istedi benden. Neden gidip sigara almadılar da kurtarıcı gibi beni görüp sigara istediler hala anlayamıyorum, sıcaktan herkesin kafası farklı çalışır olmuş. Bahçe kapısı da bizim evin görüş açısına, dolayısıyla babamın da görüş alanına girmekte(Commandos gibi düşün). "veririm ama burası sakıncalı bölge" dedim, evin penceresini işaret ettim. "tamam o zaman gel burada ver" diyerek apartmanın içine çektiler beni. Apartmanın içinde gizli gizli sigara dağıttım.
Ev kadınlarına uyuşturucu satıyormuş gibi hissettim kendimi. Çok enteresan bir deneyimdi cidden. Bana şaka filan mı yaptılar acaba kendi espri anlayışlarına göre, neydi ki şimdi bu.
Baba yanında sigara içmeme, sigara göstermeme, sigara içmiyormuş gibi davranma da ne kadar yaygındır şu topraklarda. Babamla bu derece arkadaşça bir ilişkim olmasına rağmen ben bile yaşıyorum bu durumu, sen hiç tuhaflık arama yani kendinde. Gerçi aslında yanında çıkarıp bir tane yaksam hiç sanmıyorum ki adam bir şey desin, zira içtiğimi de biliyor tabi ki ama işte bu anonim kural işlemiş dna'larıma. Ben kendim rahatsız olurum en başından, öyle arkadaşımın yanında içiyormuş gibi içemem o sigarayı, piç olur.
Aslında düşününce "yokmuş/öyle değilmiş gibi davranma" şekli çok yaygın bizlerde. Hani sigara ayıbı gibi gelenekselleşmiş bir durumu geçtim, en modern haliyle bile ciddi ciddi kurumlar sergiliyor bu tavrı.
Mesela: Devlet, internet kelimesinin açılımının "international network" olduğunu bilmiyormuş, örütbağ kendi tekelindeymiş, siteleri ne kadar engellerse engellesin insanların ulaşabileceğinin farkında değilmiş gibi davranıyor.
Telekom ve bazı GSM operatörleri, sanki internette torrent, mp3 siteleri, paylaşım programları yokmuş, insanların bu imkanları kullandığının farkında değilmiş gibi reklam yayınlıyor. Sınırlı ve dandik arşivleriyle "gelin mp3 indirin, 3 kontöre 3 kıytırık popçu..." gibi kampanyalar başlatıyor.
Devlet adamları, sanki bizi Avrupa Birliği'ne almayacaklarının farkında değillermiş gibi "Avrupa Birliği yolunda attığımız adımlar hede hödö..." diye demeçler veriyor. Lan adamlar 2020 diyo, gerçekten de hala taşak geçtiklerinin farkına varamadıysanız siyasetçi olması gereken son insanlarsınız demektir. Aksi halde de siz bizimle çok temiz taşak geçiyorsunuz manası çıkıyor, hangisi daha kötü bilemedim.
Dindar insan, etrafındaki herkes dini kaidelere göre yaşıyormuş tavrı sergiliyor. Müslüman ülkeyiz diye yeri göğü inletiyor. Lan ülkenin müslümanı mı var, namazında niyazında ülke komple cennete mi gidecek. Din, Allah'la ülke arasında mı ki?
Entellektüel kişi de aynı şekilde, sanki ortalıkta hiç angut yokmuş, herkes söylediğini anlayabiliyormuş gibi öyle bir konuşuyor, öyle bir yazıyor ki. Senin yaptığın göndermeyi çevrendeki on adamdan dokuzu anlayamaz abicim işte, neden bunun farkında değilmiş gibi konuşuyorsun ki sen şimdi, anlatıyor ayağına yatıp kendini mi yüceltiyorsun, masturbasyon yapıyorsan bizi niye alet ediyorsun. Döverim ben seni.
Herkes işine geldiği gibi kendine bir hayal dünyası yaratıyor, o dünyada yaşıyormuş gibi hareket ediyor. Çok saçma lan.
Şu dünyada bir ülke, başka bir ülkeye demokrasi getiriyoruz diyerek bomba attı! Bunun da ötesi yoktur herhalde. Pezevenkler demokrasiyi önceden ahirete kurmuş, demokrasisiz kalmış mutsuz insanları bu şekilde topluca huzura kavuşturuyorlar sanki. İşin aslını sen de, ben de, herkes biliyor zaten, ee sen espriyi kime yaptın. Bir de üzerine neden gerçekten de öyleymiş gibi diretiyorsun ki.
Nereye baksam bir saçmalık, bir anlamsızlık, bir mantıksızlık. Vulkan'lı mıyım neyin ben de anlamadım. Çok saçma çok, herşey öyle mantıksız ki Kaptan Kirk.
Cevval diyor ki:
Dünya'nın çok saçma bir yer olduğunu farket!
Öyleyse öyleymiş gibi yap, değilse yapma!
Demokrasi patlamaz!
Devamını da oku!>>