10 Mart 2008

Ayıp her yerde olur!

İki üç gündür oturuyorum klavye başına, "blogu da güncellemedik ayıp oldu bir şeyler karalamalı" diyorum. Düşünüyorum, yazacak bir şey bulamıyorum. "en iyisi ben blog okuyayım", diyorum akabinde. Okuyorum, yorum yazıyorum. Yorum yazarken okuduklarımı çıkış noktası alarak harika ayrıntılar yakalıyorum. Her bir yorumu üç paragrafa varmadan sonlandırmıyorum. "enter"a basmadan bir an düşünüyorum; "ben bu yorumu direkt kopyalasam da kendi bloguma yazsam pek şahane olur", diye. Sonra da "ayıp olur, yorum bu postun hakkı" deyip vazgeçiyorum. İşte hayatım böyle kime, neyin ayıp olacağını düşünmekle ve sürekli kendi kendime bir şeyler demekle geçiyor. Çok korkuyorum birilerine ayıp olacak diye. Günlük hayatta her türlü aktivitem ile utanmazlıkta sınır tanımazken, nedense blog mevzuğunda çekingen oluveriyorum. Yazmak insanı böyle yapıyor, bambaşka bir adam olmasını sağlıyor. Her detayın üzerinde düşünmenize yarıyor. Yapacağınız herşeyi prensip süzgecinden geçirmenizi gerektiriyor. Buraya yazarken siliyorum, düşünüyorum, yazıyorum, tekrar siliyorum, "bağlacın bokunu çıkartmışım lan bu cümle çok dandik olmuş" diyorum, cümleleri tekrar düzenliyorum. Halbuki normalde ben mal gibi konuşuyorum. Ucu nereye dokunur hesap etmeksizin ağzıma geleni söylüyorum. Pot kırıyorum, toparlamaya çalışırken iyice sıçıyorum. Arada kendi kendimle çelişiyorum. Bir anlık heyecanla abuk işlere kalkışıyorum.
Yazmak adamı işte böyle düzeltiyor, kendine "geri al"(undo) komutu ekletiyor. Mesela az önce "undo komutu" yazacekken bir an beni düşündürtüyor(dürtüyor), "ingilizin köpeği misin olum sen, adam gibi Türkçe'si yok mu bunun" diyor bana. Yazdıktan sonra da "geri al ne olum undo yazsan herkes anında anlayacak halbuki", diye dürtüyor. "undo"yu parantez içine aldırtıp orta yolu bulmamı sağlıyor. İşte ben bu yüzden blog yazarı, biraz yazara benzemeli diye düşünüyorum(konuda uzun atlama rekoru). Tamam lan tamam, o yüzden düşünmüyordum aslında ama şimdi farkettim de güzel bir neden yani.
Blog yazmak, beni her cümlesini beş dakika düşündükten sonra konuşan ben yapıyor. Geçenlerde de bahsetmiştim, zamanı durdurabilsem kitleleri yönlendirirdim. Ağzımı her açışımdan önce zamanı durdurur, söyleyeceklerimi bir süre kafamda toparlar, en iyi sonucu alabileceğim, en akıllıca olanını bulur, çat diye söylerdim. Yeri geldimi muhteşem laf geçirirdim. Sevmediğim adamı maymun ederdim. Nasıl bir doğa üstü yetenek seçtiysem, her gün farklı bir avantajını farkediyorum. Mümkün müdür acaba zamanı durdurmak. Rus bilimadamları kasıyo ama onlar işin gezmesinde gibi geldi bana.
Yeter lan! Ayıp olacak diye diye roman yazdım, bitti. İki üç gün içinde kesin enteresan şeyler olur hayatımda. Yazdıklarım da o oranda verimli olur. Bu kadar malzemeyle anca bu çıktı. Hadi roket.

Cevval diyor ki:

Blog canlı değildir, ayıp olsa da sorun olmaz!
Okur canlıdır, ona ayıp olur, sorun da olur!
Yorumu gönderene kadar kimse yorum yazdığınızı farkedemez!

14 ötmük:

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Aslında tam tersi olması lâzım. Yani normal hayatta çekingen olanlar, sanalda ahkâm keserler. Yani genelde bu böyledir...

Adsız dedi ki...

Şu blog dünyazında ikinci yaıma girdim.Önceki zamanlarımı "kayıp" olarak değerlendiriyorum.Üniversiteye giderken otobüs'ün camından bakardım yoldaki evlere ve şöyle derdim:

-Acaba içinde kimler var?ne yapıyorlar?onlarla birlikte olsam,evlerine gitsem!

Şimdi ise blog dünyasında özellikle kişisel bloglarda bu sorularıma yanıtlar buluyorum.Seviyorum kişisel blogları,insanların beyinlerini incelemeyi.Tabi kendini iyi ifade eden bloglar kişiler dahada okutuyor kendini.İyi yazmak lazım bencede haklısın.

Adsız dedi ki...

Bunlar blog yazmanın değil yazmanın avantajları. Mektup içinde aynı şeyler geçerli. Süper bir avantaj o ayrı. :D

inehk dedi ki...

he yaa ööyle oluyo.. insan bi rahat rahat yazamıyo.. sonra diorum ki. blog bu mecburiyetim yok ki..bi önemi de yok ki diorum.. yazmıyorum.. :D

D!mple Rock dedi ki...

bana da oluyor kuzen, aynı şeyler. yorum karalarken eşe dosta komşu bloğaa, aklımm kımıl kımılll oluveriyor, ellerim kaşınıyor, ordan alıyorum bi kısım yorum parçamdan, koyuyorum kendi bloğuma yeni gönderi olarak..

Ayrıca başkasının bloğundan yazı - resim çalmak ayıp olur da, yorumda yazarken ileti yapmaya bi anda karar verdiğin şey ne die ayıp olcakmışki. O kısma akıl erdiremedim affeyle (:

Adsız dedi ki...

Abicim senle bu konuda da ortak yönlerimiz var. Blogu güncellemeyince ki ruh halim.. Böyle anlarda yazacak bir şey bulamamak... Başka blogları okumak yorum yapmak... Yaptığım yorumları beğenip genişletip yazı olarak kendi blogumda yayınlama isteği.. İngilizce bir kelime yazarken ıkınıp sıkılmak.

www.buzcevheri.com

Adsız dedi ki...

Akıl sağlığından süphelenmeye başladım =)

Aslında haklısın. Blog, insana beyin fırtınası yapma fırsatı veriyor. Konuya nasıl başlasam ıhhh diye deüşünürken birden kendini bir kaptırıyorsun sonra bakıyorsun 'Allah bu cok uzun olmuş. Kimse de okumaz bunu simdi uzund er gecer' diyorsun. Yasni ben diyorum sahsen ancak benim için biriklerinin yazdıklarımı okuyup okumaması o kadar da önemli değil. kendileri kaybeder hıhh.. ( Tribal enfeksiyon)

Neyse uzadı gitti bizim okula da dypden birileri gelmiş tabi hukuk fakültesi öğerncileri olarak ön safhalarda hazır bulunmalıyım. Görüşmek üzere.. Ahhh zamanı durdarabilsem şimdi isterdim ..

kabakmeltemi dedi ki...

Sayfanın bu görüntüsünü beğenmedim...
Sıkılıp böyle şeyler yapacağına yaz sen yaz. Canın hiç istemiyorsa da kasma sonra yaz.

Bu emir cümlelerini de idare et. :)

Cevval Portakal: dedi ki...

Harika tespit, sıkılıp böyle bir şey yaptım ama benim de çok hoşuma gitmedi farklı bir projem var onu uygulamayı planlıyorum.

Deniz Dogan dedi ki...

Kenarlıklar çok güzel olmuş. Benim hoşuma gitti en azından.
Yazı yazarken düşündüğün belli oluyor. Bazıları konuşurken olduğu gibi yazarken de düşünmüyor. Yazım hataları ve anlatım bozuklukları kaçınılmaz oluyor o zaman.
En iyi yazarlar her cümleyi bir kaç defa yazıp düzelten insanlarmış. Dolayısıyla güzel yazmak belki de yetenekten çok emeğe dayanıyor.
Kolay gelsin...

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

"Aaaa aynı ben" didim.Boşver her şeyi hesaplı kitaplı yapanlardan korkacan zaten!
Ne geliyosa başımıza bu içten pazarlıklı şerefsizlerden gelmiyomu zaten!

Amma çok zaten yazmışım lan!
Olsun!
Bidaa "zaten" kullanmıcam zaten!

Kenar elemanları pek güzel olmuş.

Kira veriyor mu bu davalar?
Yoksa senin keseden mi yiyolar Cevval?

Okyanu∫takί rüzgar ~ dedi ki...

Fonu değiştirirsin bence zamanla.. yani daha güzel olabilir bence. Bu arada r,ca ederim. Blograzziden yazamadım buradan idare et :)

iltiriş dedi ki...

Ya kusura bakma cevval ben ankete verdiğim oyu değiştirmek istiyorum ama değiştiremiyorum neden acep

senin gibi demokrat birininden beklemezdim böyle bişe :)

Cevval Portakal: dedi ki...

Yandaki elemanlar fena olmadı esasında, ama herkese kenarlık olamadı onlar. Zaman bulduğum anda farklı bir şey tasarlamayı veya bu arka planda bir iki ufak yenilik yapmayı planlıyorum. Zaten paso keseden yiyor davarlar, bir Homer var orada Will Smith'in kafasını kemiriyor. Kalanların gırtlağına ben bakıyorum, zor tabi.
Ankete verdiğimiz oyu, üzgünüm ki sadece "itaat ederim" ile değiştirebiliyoruz. Hadi bugün iyi günümdeyim, "itaat ederim" ile değiştirilen oyu "itaat ederim" olarak bir kez daha değiştirebilme hakkı tanıyorum herkese.