12 Şubat 2008

Beş yüzyılla gangsterliği ıskalarım!

Bir arkadaşım... aslında bu değerli silah arkadaşım Evren, hani şu bana "The Marine" isimli filmi tavsiye edip kısacık hayatımın 2 saatini piç eden arkadaşım, her neyse yaklaşık 4 sene önce olması lazım; üniversiteye hazırlanan bu arkadaşım Fethullah Eğlence Merkezi(FEM)'nin yurtlarında kalmaktaydı. Haftasonları evine döndüğünde anlatırdı orada olanları, İstanbul, Maltepe'deki(her iki şehirden birinde kesin Maltepe var, çok ilginç) eğlence merkezinde öğrenciler dışarı salındığı zaman öğretmenler de peşlerinden teftişe çıkarmış. Dışarı çıkılmadan önce de uyarırlarmış; kızlarla dolanmayın, akıllı durun vb... şeklinde. Uygunsuz vaziyette(kendilerine göre) ilçe civarında görülen öğrenciler uyarılırmış vs... Değerli silah arkadaşım Evren bunları anlatırken, "Ben o adama dalarım!" demiştim. O, "öyle olmuyor abi, neticede eğitim görüyorsun, orada kurallara uyman lazım..." şeklinde üstelemiş olsa da, benim fikrim sabitti. Hala da aynı şekilde düşünüyorum, kendi skindirik hayat görüşünü baz alan bir yarım akıllı, beni benzer şekilde kısıtlamaya kalkacak olursa ben o adamın kafasını gözünü patlatırım, öyle oturup felsefesini tartışacak değilim ben bu adamla, direkt odunla girişirim yani, sorgusuz sualsiz.
Geçenlerde elime Nihat Genç'in "Köpekleşmenin Tarihi" adlı kitabı geçti, biraz geç geçti aslında 2005'de yazılmış, ama yine de geçti. Kitabı okurken farkettim ki 16. yüzyıl Osmanlı'sında, bahsettiğim olayın bir benzeri yaşanmış. Aşağıdakileri size düzgün şekilde aktarabilmek için yan odada uyuyan babamı uyandırmadan, çekip aldım kitabı. Okurken uyuyakalmş kucağında kitapla. Böyle de özveriliyim işte, her zorluğu göze alıyorum şuraya bir şey yazarken. Her neyse kitapta Medrese Öğrenci İsyanları'ndan bahsediliyor. İsyanların olayı şu; o zamanlarda medrese öğrencileri imaretlerde barındırılırmış, imaretler aynı bizim şimdiki yurtlar gibi, bu imaretlerin içine küçük yaşta tıkılan, baskı altındaki çocuklar sosyal hayattan iyice soyutlanmaya başlamış. Haftanın bir gününde çarşı iznine çıkabilen öğrencilerin herhangi bir bayanla konuşması, bakışması dahi mümkün değilmiş. Asayiş görevlileri tarafından sürekli gözetim altında olurlarmış. Durum böyle olunca da üçü beşi bir odaya küçük yaşta tıkılmış çocukların arasında cinsel sapkınlıklar peydah olmaya başlamış, yani kelimenin tam manasıyla birbirlerini düzmeye başlamışlar. Binbir türlü sapıklığa alışan ve sosyal hayata uyum sağlayamayan bu çocuklar kolayca örgütlenmiş ve eşkiya tavırlı birer adam halini almışlar. Asayiş görevlilerine de kafa tutmaya başlamalarının üzerine ipin ucu kaçmış. Çete gibi dolanan medrese öğrencileri, köylerden milletin çocuğunu dağa kaldırmaya başlamış. Kitabın "Dağa oğlan kaldırma" başlıklı bölümünün altında yazan hikaye özetle bu. Nihat Genç de alıntıyı Mustafa Akdağ'ın "Celali İsyanları" adlı kitabından yapmış, kaynağın kaynağını da belirteyim. Okurken düşündüm de; o tarihte, bu muameleyi görmüş bir medrese öğrencisi olarak yaşasaydım, kesinlikle çoluğunuzu çocuğunuzu dağa kaldırmaya çalışan bir hayvanımsı olup çıkmıştım, hatta hayvan adamların lideri olma ihtimalim bile yüksekti. Şimdi oturmuş blog yazıyorum, zaman böyle sihirli bir şey işte.
Bu arada bunları yazarken, dini değerlere karşı çıktığımı, bu tip bir tarihi vakayı örnek göstererek islami değerleri kötülediğimi düşünen varsa hemen koşmaya başlasın, çünkü odunla kovalayanı olacak. Düşünüyorum da; her şey yorumlandığı haliyle var oluyor, yorumlayan öküz olunca bambaşka oluyor, bir de zaman cidden çok acaip bir şey lan. Ben dediğim beni aslında zaman yontuyor, karakteri, düşünceyi belirliyor. Ben bir gidip tuvalette düşüneyim bunları.

Cevval diyor ki:
Uyuyan insanı uyandırmadan, üzerine yattığı nesneyi almaya çalışma! Panik anı korkunç oluyor.
Üniversiteyi kazanabilmek için her şeye katlanılmaz!
Sevgiline "beni askere alıyorlar" şakası yapma! Ölmüşüm gibi tepki verdi valla.

6 ötmük:

Adsız dedi ki...

seni mimledim haberin ola ;)

D!mple Rock dedi ki...

ben acıyorum öyle yobazlara. kendine güvensizliklerinin, ezikliklerinin neticesidir diye düşünüyorum. onlara dalman, bi düşene senin de tekme atman gibi birşey olur. Bir de onun gibileri fazlaca ciddiye aldığını gösterir. Mesela bn ciddiye almıyorum senin kdr.

;)

Okyanu∫takί rüzgar ~ dedi ki...

ben de gittim bir yıl bunların dershanelerine ancak benimki biraz zorunluluktandı. yaşadığım yer cok kücük bir kıyı kasabasıydı ve iki iyi dershanesinden biri idi. en disiplinlisi bu olduğundan babam bunu secmişti ancak beni asla onların kamplarına yolllamazdı. Zaten ben cok korkardım onlardan.=)
yani dersten cıkınca böle beş altı kapalı kız fısır fısır konuşur sonra dağılırdı falan.. bir günü beni de kampa cağırdılardı da gitmediydim. Kötü bir şey değil inandıkları tabi ama eğitim ortamından yararlanılarak yapılması hoş değildi..

ya kitap falan okurlardı gazeteli falan.. ne okuyor bu hocalar derdim. Haa bir de şu var ki ; o kamğa giden arkadaşlar anlatırdı. adamlar baya porno faaln izlermiş.. ben bi gün bunu duymuştum. Tuhaf tabi.

D!mple Rock dedi ki...

islami porno.

Cevval Portakal: dedi ki...

Hehe, porno da skandal kıvamındaymış. Hikayede bahsedilen sonuç, o dönemlerde porno sektörü olmadığından dolayı vuku bulmuş da olabilir tabi. Şimdi bünyeleri zaptetmenin yolu bulunmuş demek ki.

inehk dedi ki...

uf cevval mütüşsün hee.. normalde bu tür yazıların sonunda millet sapıtır.hey yavrum hey ya..afferim cevval..
uleyn ne pornosu be biz bi halkayı izlediydik de ablalar sorun çıkardıydı..biz oraya ders çalışmaya gitmişmişiz de cartmışda curtmuş da..hocada ablalara kaymıştı az biras..porno mu izledi çocuklar deyu..