6 Haziran 2008

Lüks içinde döverim seni!

Bir süre önce Babil mimlemişti beni. Unutmuşum o yüzden gecikti, en dürüst halimle itiraf ediyorum. Az önce çıkış noktası yakalayayım diyerek blogları geziyordum o esnada ampul gibi yandı bu mim. Aslında göz ardı edilmemesi gereken bir konu, şimdiye kadar dalgalanmışlardan daha bir önemli, daha bir eleştirel. Unutup da bir aydan uzun bir süre sonra yazıyor oluşumun tek nedeni eşekliğimdir, özür dilerim.
Babil demiş ki: Ben bir genç olarak rahatsızım çünkü: -burayı siz dolduracaksınız-.
Ben her geçen gün gençlikten uzaklaşıyor olmaktan rahatsız olan biri olarak rahatsızım çünkü: Dünya tamamen saçmalık üzerine kurulmuş. Bazen eğlenceli bu durum ama benim için bile dünya düzeni ciddi ele alınması gereken bir konu. Zaten bazı şeylerden rahatsız olmasam bu blogu açıp zehir saçmazdım etrafa. Neyse başlayalım...
Dünya'nın çarkı nasıl dönüyor söyle bakalım, parayla hemi Aynen öyle, toplu tüfekli savaşlar ele geçirdiğiniz topraktan para fışkırmıyorsa pek işe yaramıyor(bkz: Irak), tüm güç dengeleri ekonomi üzerine kurulu. Dünya böyle dönüyor da peki ya ekonomi nasıl döner? Paranın sürekli el değiştirmesi ile tabiki onu da ben mi söyleyeyim a'saf evladım. Ne kadar çok para, ne kadar el değiştiriyorsa ekonomi o kadar hareketli demektir. Paradan müteşekkil bir yaratıktır ekonomi, paradan uzuvları vardır, ayağını çekerseniz kolu kalkar, kolunu tutarsanız eli oynar, çükünü tu... ee neyse işte böyle bıngıl bıngıl bir yaratıktır yani ekonomi, sürekli bir şeylerden etkilenir tepki verir. Dünyadaki tüm dengesizliğin esas nedeni de bu kıpırdanmalardır, ekonominin koca penisini Afrika'dan kaldırır, Avrupa'nın ortasına koyarsanız, biraz da sıvazlamayla göbeğine zenginlik boşalan bir Avrupa elde edersiniz. Afrika'dakiler de serçe parmağını filan tutar, sonra da ziki... edepsizleşmemek için zor tutuyorum kendimi.
Ekonomi aynen böyle bir şey. Çok para arzusu ile sürekli bir taraflardan çekiştirilir bu deccal kılıklı eşşolusu. Peki ya çok para neye gerek? Şöyle düşün çocukluğuna git, sonra doğma, biraz daha git ne bileyim mağara adamı ol sen en iyisi. Ne istiyorsun sen şimdi bir mağara adamı olarak? Karnını doyurmak, barınmak, bitti. Doğadaki insanın ihtiyaçları bunlardan ibaret, ona hayatı boyunca yiyebileceğinin 10 katını versen bir işine yaramaz. Her insanın bir tüketim kapasitesi vardır, en temel haliyle. O zamanlar, herkes kendi kapasitesi kadarını tüketebilen birer ilkel iken, tüm dengeler yerindeymiş, ekonomi belki yine varmış ancak çekiştireni yokmuş, öyle dünyanın üzerine yatmış osura osura uyumaktaymış itoğlusu.
Sonra durum değişmiş ama "konfor" girmiş işin içine. Mağara adamı, mağarasına pofuduk kanepe alabilmek için bir aylık yiyeceğini feda edebilecek konuma gelmiş. İş böyle olunca yiyebileceğinden fazlası da işine yarar olmuş tabi. Ekonomi canavarını pofuduk kanepe, yemek takımı, zigon... sahibi olmak isteyen mağara adamları dürtmeye başlamış. Konfor belki ikincil bir ihtiyaç olarak değerlendirilebilir ve konforun sınırları vardır, fakat konforun ilerisi lükstür ve kesinlikle bir ihtiyaç olarak değerlendirilemez, lüks sadece modern insana alışkanlıklarından ötürü bir ihtiyaç gibi görünür. İşte dünyanın sonunu getiren kelime "lüks".
Mağara adamı lüks kavramı ile tanışınca iyice saçmalamış, götünün rahatı için kanepesine harcama yaparken nadir bulunan bir taş için 2 yıllık yemeğini verebilen bir dingil olmuş çıkmış. 1000 mağara adamının yiyeceğini, götüne soksa sokulmayacak nesnelere harcayabilecek vaziyete gelmiş. İşte ilk mağara adamı bu nesnelerin değerli olduğuna inandığı an ekonomi canavarı da uyanmış. Ekonominin bu hareketleriyle birlikte kendilerini kaybetmiş hepsi. Bu angutoğlu angutlar sonunda öyle bir kıvama gelmişler ki sırf lüks için canlarını vermişler, kümeleşmişler, ülkeler kurmuşlar, topyekün birbirlerine girmişler, birbirlerini katletmişler, değerli olduklarına inandıkları şeyler uğruna duruma uyanmamış olanları açlığa terk etmekten çekinmemişler. Tüm gelişmenin nedeni lüks olmuş, şu anda ekonominin dönmesini sağlayan insani ihtiyaçların %99'u lüks nedeniyle var. Cep telefonunu, her yıl gelişen bilgisayarları, "anneler gününde annenize tek taş alın" reklamını, milyon dolarlık tabloları, modayı, spor arabayı, markaları... konfor ile ilişkilendirebilir misin?
Dünya üzerindeki tüm ülkelerin kuruluş nedeni, tüm savaşların sebebi, inandığımız tüm ideolojilerin kökeni "lüks"tür. Lüks olmasaydı alıştığımız bu düzen hiç var olamayacaktı. Sadece konfor seviyesinde kalacaktık, çok konforlu evlerinde yaşayan ve az konforlu evlerinde yaşayan birer ilkel insan olacaktık, ancak dünyada da tek bir aç bulunmayacaktı. Herkes yiyebileceği kadarını tüketip bir kenara çekilmesini bilecekti. Savaş da olmayacaktı, çünkü savaşmak için bir neden hiç var olamayacaktı.
Ben bir canlı olarak rahatsızım çünkü: Bu dünyada zamanında "lüks" diye bir şey keşfedilmiş.

Cevval diyor ki:
Keriz gibi zengin olucam diye kasma!
Mağarayı sev, adamını koru!
Rahatsız ol!

27 ötmük:

Adsız dedi ki...

SIrf lüks için yaşayan angutlarda olmayacaktı, dünya güzel bir yer olacaktı. Kim buldu lan bu lüksü?

Gereksiz Bilge dedi ki...

içten ve tamamen gerçekler ile süslenmiş bir yazı, gerçek çünkü biz insanoğlu yetinmeyi bilmiyoruz bilmem ne kadara aldığımız (ki genelde maaşımızdan fazla bir çoğumuzun) cep telefonunun bir üst modeli çıkınca bilmem ne kadar zarar ederek satıyor ve gidip hemen yenisi ve daha lüks olanı alıyoruz oysaki aradaki tek fark lüks oluşu. her ikiside aynı işi görmüyor mu? evet ama önemli olan lüks ve pahalı olması...

Zeugma dedi ki...

Var ya..Şu söylediklerinde ne kadar haklısın.Çok yerinde tespitler.
Bir de Mevlana felsefesi vardır ki bayılırım:''Bir lokma ,bir hırka..''
Bir lokmayı pek beceremiyor olsam da diğeri tam benim için biçilmiş kaftandır.Blucin pantolon üzerine kışın birkaç kazak,yazın birkaç tişört yeter de artar benim için..
Lüksten nefret ederim,kuaförlerden çıkmayan kadınlara gıcık kaparım.Ömrümde tırnaklarımı uzatmadım,oje sürmem.
Hatta abarttım,altınlar,pırlantılar takıp sağa sola gösteriş yapanlara da kıl olmaya başladım : )
Yeterli maddi gücüm olmasına rağmen ev eşyalarım hep gerekli eşyalardan ve sadelikten ibarettir.
Türk insanı pek meraklı he gösterişe cidden.''Misafir Odası''diye bi kavram yaratan tek millettir kanımca.Ev halkının girmesi yasaktır o odaya.Süsler de süsler,en pahalı koltukları,bibloları,tabloları doldururlar içine.Ne akla hizmet anlamamışımdır..
Teknolojinin getirdiği her türlü yeniliği gösteriş yaparken ne yapacağımızı şaşarız,huyumuzdur..
Lüksmüş,gösterişmiş,iğrenç kelimeler bunlar.Hiçbir zaman işim olmadı,olamaz
Eline sağlık Cevvalcim.Can alıcı bir konuya şahane el basmışsın.

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

İnsanoğlunun içinde bir canavar var. Modernleştikçe! o canavar nedense daha bir besili hale geliyor. Lüks olmasa bile savaşmak için başka nedenler bulurlardı emin ol. Düşün birbirimizi yemek, gırtlaklamak için lükse sahip olmak gibi salak bir sebep bulduysak başka sebepler de buluruz evelallah...

Cevval Portakal: dedi ki...

@onurr, aynen öyle hocam, bir ruh hastası böyle bir gereksinim duydu, kalanlar da onun ruh hastası olduğunu fark edemedi galiba zamanında, böyle bir tesadüfün eseri olsa gerek lüks.

@cümleler şehri, o cep telefonu çılgınlığı da türklere has bir durum olsa gerek. Çok meraklıyız nedense megapiksele, hafıza kartına.

@kasımpatım, artık bu anlayışın ürünlerinden tiksinsek de pek bir faydası yok. Anca kendi prensiblerimiz doğrultusunda yaşadığımızı kendimize söyleyerek biraz olsun mutlu oluruz o kadar. Hata ise çok çok eskilerde yapılmış, geri dönüş de pek mümkün gözükmüyor haliyle.
O misafir odası da cidden abes bir durumdur, evin en büyük en güzel ve içine asla girilmeyen odası, hehehe cidden çok saçma. İyi, bize anca yeten ufak bir evde büyüdüm de muhattap olmadım bu misafir odasıyla. Salon vardı hep bizim evimizde, salonda oturulurdu istersen kendi odana giderdin, hala da öyledir.

Rüyacı dedi ki...

Kapitalizm nerede hocam ? cıık cık.
Lük sadece oyuncak bizim gibi bebelerin eline verilen.(Yanlış anlaşılmasın)
Burada kullanan ile kullanılan arasındaki sistem yok utandım şahsen.
Şu an üzerinde durduğumuz dünya hızla bizi ve kendini yok etmeye yönelmişken bunun kapitalizmin bir halt yemesi olduğunu söylemek isterim. Mağara adamına saygı beslenicek mi? Evet. Herkese posttan elbise dikilecek mi? Evet.
Ürettiğin kadar tüket mantığı gelecek mi ? Düşünürsek Evet.

Cevval Portakal: dedi ki...

@aydan atlayan kedi, nedenler çeşitlenirdi ancak tahminimce kişisel nedenlerden ötürü bireyler arası sorunlar çıkardı en fazla, en azından binlerce insanı öldürebilmek için silah üretmeye filan kalkılmazdı.
Aslında, biz türkler de bu adam gırtlaklamak için neden bulma konusunda gayet başarılı sayılırız. "ne bakıyorsun lan" diyerek birbirine saldıran var. İnsan hiç bakıyor diye dövülür mü ya, hehehe düşününce çok komik geldi, adam bakıyor yahu. Hehehe espri gibi.

Adsız dedi ki...

Hay ağzını öpeyim. (Kesinlikle deyim olarak söylüyorum)

"Mağaranı sev" lafına bittim Cevvalim.

Halkımızın hödüklüğünü anlamıyorum. Cebine koyuyor 4-5 kredi kartı, borcunu başka bir tarafına.. Eline de alıyor son modelinden cep telefonunu.. Ulan o telefonun 3 özelliğini anca kullanabiliyorsun, ne ... yemeye..

La havle neyse zıvanadan çıktım galiba..
Telefonum bozuldu, babamı aradım..
"Baba bana ikinci el bir telefon kap gel" dedim. "Nasıl birşey istiyorsun" dedi. Dedim, "Konuşabileyim, pili iyi dayansın başka hiç bir özelliğe gerek yok." Sağolsun YOKIA marka birşey almış gelmiş.Gayet de beğendim. Görme engelliler için tasarlanmış sanırım. Yıldız tuşuna basılı tutunca saati falan söylüyor. =)Neyse ben sevmem zaten kameralı, mp3'lü, hedehödeli telefonları. Ben telefonla konuşur, mp3 çalardan müzik dinler fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekerim. O kadarrrr...

Mağaramı severim ama yeri gelir en lüks lokantaya en paspal kıyafetimle girer tıkınırım. Benim ki de ayrı bir manyaklık ya neyse. Eee dünya adı verilen kocaman bir hayvanat bahçesini seyr'ü sefa yapıyorum o kadar olacak. (O dünyada sen nesin diyenlere, en hödüğünden hayvan benim diyebilirim.)

Ulan kendi blogum muş gibi yazdıkça yazıyorum. Yahu Cevvalim portakalım ne zaman sana gelsem hep böyle oluyor. =)

Cevval Portakal: dedi ki...

Yaa ben yorumları görüyorum cevaplıyorum, ben cevapladıktan sonra biri gelip yorum yapıyor, ancak onun benden sonra yaptığı yorum benim yorumumun üstünde yer alıyor. Böyle olunca da sanki tek tek herkese cevap vermişim de o kişiyi atlamışım gibi oluyor, çok üzülüyorum ben bu duruma.

@rüyacı, işte zaman makinemi yapıp o tarihe gidebilince kapitalizm filan da ortadan kalkacak haliyle, çalışıyorum makine üzerinde. Kapitalizmin doğuşu da tamamen lüksten ileri gelmektedir benim fikrimce, sadece temel ihtiyaçları için çalışan bir topluluğa ne kadar kapital bir yaptırım uygulanabilir ki yoksa. Lakin yazıyı basitleştirmemek için "kapitalizm" gibi ağızlara sakız bir kelimeyi eklemedim, dolaylı tarifi daha bir hoş olur diye düşündüm.

@buzcevheri, aynen hocam telefon dediğinin asıl amacı konuşmaktır, konuşabildikten sonra gerisi teferruat. Ben de kendime hiç telefon almadım, başkasına bir kere aldım o ayrı hikaye. Hediye filan edildi zamanında bir tane, ben de kullanıyorum kendisini. Bu arada tekrar tekrar katılıyorum, şu dünyada istediğim tek şey en hayvanından insan olabilmektir, komple arınmış, böyle saf insan haliyle hayvan gibi insan.

Cep telefonundan bahsedince aklıma geldi; telefon trafiğiniz yoğun olduğu bir dönemde öyle trink diye kapatın telefonu, 3 gün açmayın. İlk gün bir tuhaf hissediyorsunuz, arayıp da ulaşamayanları, merak edenleri, sevgilinizin üzerinizde yoğunlaşan şüphelerini düşünüyorsunuz. İkinci gün bir huzur basıyor "oh yalnız kaldım sonunda" diyorsunuz. Üçüncü günün insana verdiği huzur, tarifi imkansızdır. Toplayın cesaretinizi bir deneyin.

Gereksiz Bilge dedi ki...

askerliğimi yaparken uzak kalmıştım cep telefonundan geldikten sonra bir süre kullanmadım ama hiç bir eksiklik hissetmedim

Deli Profesör dedi ki...

Hocam şu sözü çok seviyorum ve konunun özünü oluşturan bir söz olduğunu düşünüyorum :
"Açken herkes yer, mühim olan tokken yiyebilmek."

Adsız dedi ki...

Yuhhh be bana!Cevval yazı yamış ben okumamışım,"9" adem ve havva karışık yorumlamış!Ama ben hala yorumlamamışım.Bu ne dingil hayat,ne boktan hayat,bu ne kopuk yaşam tarzı...

Valla ben hastasıyım aslında lüksün;güzel bir araba,güzel bir bilgisayar,güzel bir telefon,güzel bir plazma,güzel bir ev,güzel bir güzel,güzel...

Sonra?Peki ya sonra?

Şİmdi bir çok kişiye;"Ulan sana birmilyon dolar verseler ne yaparsın?" diye sorsak,yukarıda saydıklarım ilk sırada gelenler olacaktır.Başka bir fikir yok,kalmadı.Hayaller bu kadar küçük işte!

Birgün gelecek,hatta az kaldı 2012 de insanlık "ne oluyoruz ulan" diyecek.Bu temennim tabi!

Ben konuyla alakasız olarak,bazı haberlerde çıkan bilim adamlarının gelecekle ilgili sözlerine gıcık oluyom;

2080 de heryer çöl olacak!2155 te erkek nüfusu yok olacak...Ulan o kadar ileri tarihe sallamak kolay pezevenk!Bide haber yapıyolar bunları!Ulan bende sallarım öyle benide haber yapın ozaman.3222 de fenerbahçe Türkiye Kupasını alacak derim mesela :P

Zeugma dedi ki...

Şöyle bi baktım da içinizde en çağdışı benmişim :DD
Cep telefonum sadece mesaj ve telefon etmeye yarıyor.Ne kamerası var ne de fotoğraf çekme özelliği : )
Buna rağmen gece uyurken hep kapalıdır ve evin en uzak noktasında bekler.Tavsiye ederim:)
Cevvalcim,sen de en sonda''Üçüncü Gün Huzuru''diye bişi tarif etmişsin.Denemeye ve kurtulmaya değer.Eskiden cep mi varmış be!!!

enn pasta dedi ki...

90'larda ,hani borsa salakları peydah olmuştu (hoş,iyi para kaldırmışlardı) ,işte o dönemde bir inip bir çıkan borsa endeksleri,bir tanıdığı o kadar hasta etmişti ki adam bağırmıştı balkondan "Tansu Çillerin aaadeti bile etkiliyo lan bu ettiminin borsasını!" diye.
Ekonomi oyun hamuru gibi emme; bu hamur içine alıp bizi yoğuran cinsten.Hem de öyle böyle değil,doğum anından başlayarak yapışıp içine alıyor ,sonra da yuvarlan nereye giderse.Kimileri de var ,oyun hamuru üreticileri.Onların çocukları da şanslı doğanlar zaten.Onlar izleyip,kebap yapıp,altın tozlu gece kremi sürüyorlar bir taraflarına.

Adsız dedi ki...

Bir solukta okuduğum bir yazı eline sağlık. Aslına bakarsan bu "lüks" kavramını bu zamana kadar hiç, bu şekilde düşünmemiştim, düşünmemiştik. Şimdi düşünüyorum da, gerçekten çok mantıksız bir süreçte kıvranıyor insanlık...

Teşekkürler Cevval...
cemalisafa.com

Adsız dedi ki...

şimdi seni tarumar edecek mini-soru-yorum bırakayım da aklın başına gelsin..!%&

sadece fıtri ihtiyaçlarımızı ve birazcık da konforumuzu karşılayabilecek işlerden müteşekkil olsaydı dünya piyasası ,şu anki workforce kaçta kaçına inerdi ? boşta kalanlar, aç da kalmazlar mıydı?

iyi ki lüx var.. zenginim, parabol, hatta hiperbol.. :D

KuPa k1z1 dedi ki...

Samimiyetinin önünde saygıyla yazıyorum...
KuPa k1z1 olmayı bırakıp MaĞaRa k1z1 olmayı düşünmek istedim bir an da.Cevvalim hepimiz alışmışız bu çarpık düzene ve dediğin gibi mağara yolunu kaybetmişiz bile.Bu devirde mağara adamı rolünü oynarsak deli diye tıkarlar bizi.Blogları taşa yontmakta kasar bizi.Burada birşeyler yazabiliyorsak birçoğumuzun evinde PC var.Pc si olanın cebi mukhakak vardır.Aslında amaç ihtiyacın olanı AL VE KAYBOL olmalı.Fazlası gösteriş yersiz gereksiz.Bir gece kondun var diyelim.Komşu binalar tepende yükseldikçe arada minnacık kalıyorsun,eee diyorsun benim neyim eksik 1. katı atim 2.katı atim sonra çatısı olsun olsunlar bitmiyor. Halbu ki kafanı sokacağın bir mekanın var mı? E var fazlasına gerenk yok:))Kışın sokakta yatanları düşününce zaten huzurlu yatamıyorsun....Yatan nasıl yatıyor:/

İşin özü CeVVAlim aklına sağlık :)

Adsız dedi ki...

Arkadaşların bunalım yorumlarına takılmadan...
Sizin bu komik ve de entellektüel site yazılarınızı beğendiğimi arz etmek isterim C.Portakal.
iyi bakın kendinize...

Cevval Portakal: dedi ki...

@cümleler şehri, evet hocam telefona tek gereksimimiz alışkanlık bence de, bahsettiğim bu 3 günlük süre bile o alışkanlıktan kurtulmaya yetiyor.

@deli profesör, aynı şekilde "insanı insan yapan acıkmadığı zaman da yiyebilmesi ve canı istediği zaman sevişebilmesidir" diye bir söz daha duymuştum ama nereden duydum onu tam kestiremiyorum şu anda.

@zehirli örümcek, lüks güzel de bedeli çok ağır, hani bilsem ki lüks içinde yaşamak hiçbir dengeyi alt üst etmiyor, elleşmem öyle bir durumda herkes mis gibi yaşasın, sesim çıkarsa kaşıkçı elması monte etsinler.
O haberlere ben de kılım, hani bir de bu haberleri okuyup insan ister istemez hülyalara dalar ya, hmm demek ki bu olmayacakmış o zaman dünya ne acaip bir yer olurdu diye. Euheuhe sırf böyle kıçından araştırma uydurup para kazanan adamlar var, çok güzel iş aslında teklif gelse yaparım.

@kasımpatım, telefon da hep baş ucumda durur, nedense pek dikkat etmiyorum gözle görülmeyen şeylerin bünyeye etkisine. Sakat bir durummuş esasında.

@evren, evet aslında o dönemler yabancı sermaya ülkeye pek girmiyordu, o yüzden tüm iç dalgalanmalar endekse etki ediyordu, ağızdan çıkan her laf ülke içi istikrarın durumunu belirtiyordu, o yüzden böyle saçma bir hal almıştı borsa. Şimdi yabancı yatırımcı parselledi ortamı, hangi durumda ne olacağını kimse kolay kolay kestiremiyor. Babam da 90'larda o tayfadandı oradan biliyorum. :)

@cemali safa, asıl ben teşekkür ederim Cemali. Blog tutmaya başladığımda beri, sürekli ne yazsam diye düşünüyorum, bu şekilde konu ararken de çoğunlukla alışmış olduğumuz bir çok şeyin aslında çok saçma ve mantıksız olduğunu farkediyorum. Gerçekten de öyleler ama.

@artificial, soru biraz tarumarmış hocam, kendi kendiyle çelişiyor.
"iş" ve "işsizlik" kavramlarının olabilmesi için öncelikle bir "işveren" gerekir. Bir işverenin olabilmesi için de ekonomik dengelerin hareketi sayesinde işçilerden daha varlıklı bir karakter var olmalıdır.
Şimdi eğer herkes kendi temel ihtiyaçlarını karşılıyor ve kendi konforunu biraz olsun kendi sağlıyorsa ekonomik dengelerde birini "işveren" yapacak değişim gözlenemez, mal mülk anlayışı da gelişemez. Dolayısıyla işsiz kalmak diye de bir şey oluşamaz ki zaten bahsettiğim düzende bildiğimiz manasıyla "iş" kavramı bulunmuyor.
Takiben piyasa da oluşamıyor, ve piyasanın içinde yer aldığını vurgulayabilmek için "işgücü" yerine "workforce" diyen insan nesli de yetişemiyor.

@kupa kızı, ee mevcut şartlarda uygarlıktan yoksun yaşamak pek mümkün değil haliyle. Ancak düşünüyorum da en başından farklı olsaydı keşke, tüm dünya mutlu olurdu. Ona inanıyorum. Ne güzel olurdu cidden ya.

@royalrojana, teşekkür ederim efendim, blog yazarları olarak hepimiz ayrı şahaneyiz. :)

Adsız dedi ki...

ya piyasa kurdu olduğumu emphasize :D etmek için değil de, kitapta öle okuduydum ondan w.f. dedim.. (: .. ben sadece bir robotum.. ne yüklüyse onu geri veririm..

senin düzende paranın olmaması lazım o zaman.. yoksa elbet bi şekilde sermaye birikimi vuku bulup senin düzeni bozar..

Cevval Portakal: dedi ki...

Eee tabi ki para yok. Her insanın kendi ihtiyacını doğadan giderdiği bir sistemde paranın nasıl bir gücü olabilir ki. Para uygarlığın bir şeylere paha biçme yöntemidir, ilkel toplumda yeri olamaz.
İşinin piyasayla ilgili oluşunu anlayışla karşılıyorum, hepimiz bu düzende var olabilmek için bir şeyler kazanıp hizmet etmek zorundayır o ayrı bir konu.
Ancak ben düşünüyorum ki başından böyle olsaydı, işte o zaman hiçbirine gerek kalmayacaktı. Anlatmak istediğim özünde budur.Primitivizmin temelidir.

Merve Y. dedi ki...

ne güzel demişsin maranı sev diye bence hala o dönemde o insalar gibi yaşıyor olsaydık herkes daha mutlu olurdu.hiç kimsenin farklı dertleri tasaları olmazdı...

Taylanov dedi ki...

Hay Ctrl+C'ye arkadaş :) (Alakasız yorumlarda üstüme yok hocam. Bağışla.)

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Valla hoca geldim baktım."Amaaan şimdi Cevvali hiç çekemem,kim okuycek bu uzun yazısını allasen,resim imacındakio küvetteki ayı şahane olmuş onu diyeyim gideyim "dedim.

"Ay kız bi dur.Gelmişken bide şu yorumlardan kopya çekiim okumamış gibi olmiiim,şimdi aalar maalar portakal"didim.

Yorumları okudukça heycan yaptım"uleyn ne yazmış ola ki bu cevval böyle, du bi okiim hele"didim.

Okudum mu?
Okudum,sonuna kadar.Bazı yerleri iki kez.

Helal baba,bu kadar süper tespitleri genç bir insan olarak yapabildiğin için ;

Zira götünde marka kot olmazsa öleceğini sanan,son, son,ama en son, dahada son çıkan cep telefonunu alamazsa geberivereceğini sanan bir nesil varken ekonomi-para-ihtiyaçlar ve lüks harcamayı bu kadar iyi anlatabildiğin için..

seni tebrik ederim.

Zeugma dedi ki...

Dikkat!biyo var! kardeşimizin yorumu süperötesi olmuş.Bayıldım,bayıldım..

Çok feci de güldüm ayrıca(Ne çok gülüyorum Cevvalcim senin sayfalarındayken)..

Biyo var!İyi ki varsın.Lütfen hep gel buralara.O güzel yorumlarından mahrum kalmayalım :DD

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Cevval yana kay bakiim accık,bi götlük yer aç bana,haah şöyle.Hayranlarım beni çaarıyo.Ehehhee

Kasımpatı
Teşekkür ederim.Bana yorum yazmışsın ,bak bu hödük portakal yazıyo mu?Cevval didik bağrımıza bastık daha yorumlar açtığımın bile farkında değil böhüüü!

Cevval Portakal: dedi ki...

@merwe(mj), kesinlikle katılıyorum harika olurdu, ayriyetten ne güzel demişim ona da katılıyorum. :)

@taylanov, o "pratik ol" uyarısını kaldırıp kaldırmamak konusunda kararsızım. Biraz düşününce çok sinir bozucu bir uyarı, biraz daha düşününce de yaratıcı bir uygulamaymış gibi görünüyor kaldırmaya kıyamıyorum, çelişkilerdeyim.

@biyo, @kasımpatı, hehehe ne güzel kaynaşmışsınız siz yokluğumda.
Bu arada dikkatinizi çekerim yokluğumda diyorum zira 10 gündür bir şey yazamamış olmamın nedeni "yok" olmam, yorumların açıldığını bilmememin nedeni de "yok" olmam. Ama döndüm ben şimdi, hemen yorumlayam bir biyoyu, sonra bir şeyler yazam, im antii.. im antisocialll oww yeahh...