Biri sigara uzatınca, özellikle de az samimi olduğun veya yeni tanıştığın biriyse, otlakçı izlenimi bırakmamak için "yok, teşekkür ederim, şimdi içtim..." filan dersin ya. İşte ben onu dedikten sonra nedense sigarayı aklımdan çıkaramıyorum, hemen bir tane yakmak istiyorum. Cebimden çıkarıp yaksam garip bir durum yaşanacak, adam "ben sigara uzattım almadı cebinden çıkarttı" diyecek. Sabırsızlıkla bekliyorum o yüzden. Adamdan uzaklaşırsam hemen bir tane yakıyorum veya onun sigarasını söndürmesini bekliyorum, sonra bir yarım sigara içme süresi kadar daha bekliyorum. Neden benim sigaramı almadın da kendininkini içiyorsun, diyecek olsa "o zaman canım istemiyordu ki şimdi canım çekti" diyebileceğimden emin olunca yakıyorum bir tane. Nezaket ne uyduruk şeydir yarabbim.
Halbuki farklı olsa, içimizden konuşamasak mesela, nezaket de ortadan kalkardı. Daha mı iyi olurdu ne. Aklına ne geliyorsa söylüyorsun yani, öyle düşün. Tabi bu, şu şartlarda uygulanabilir bir şey değil, uygula diye demiyorum zaten, ancak en başından böyle olduğunu düşün. İnsanlık tarihi boyunca herkes aklına geleni veya ne istediğini direkt söylemiş olsa, lafı dolandırmadan ilk akla gelen ile kendini ifade etse. İngilizlerin bir numarası olmasa yani. Ne acaip olurdu di mi?
-Sigara?
-Valla hacım aslında canım pek istemiyor ama reddetsem hemen akabinde sigara içesim tutacak, ızdırap olacak o bana. Böyle tuhaf saplantılarım var benim. Otlakçı da değilim ama. Keşke hiç uzatmasaydın, bak çelişkilerdeyim şimdi.
-Hı? Hee ee... İyi o zaman al sen bunu, ben bi arkadaşlara bakıp geliyorum.
Artık olmaz tabi böylesi, en başından olsa olurdu. Ya deliye ya ayıya çıkar adamın ismi.
Gerçi çocukluğumda görmüştüm ben böyle bir ayı. Çok düşündürmüş ki beni, birebir hatırlıyorum olanları: Ailecenek bir düğüne gitmiştik zamanında, sabiyim henüz. Birileri hayatlarını mı birleştiriyordu yoksa birinin çükünü mü kesiyorlardı onu tam hatırlamıyorum. Neyse etrafımızda sürekli babamın iş arkadaşları ve aileleri var. Bunların arasında da "ayı Fahri" lakaplı bir adam bulunuyor, çekinmeden "ayı Fahri" diye sesleniyor herkes adama. Düğünün sonlarına doğru masada oturmaktayız, aile reisleri rakıları yuvarlamış, bu ayı başladı yanındaki adama "bu kadın kurtardı lan seni, sürünüyordun yoksa..." demeye. Bağıra bağıra söylüyor, kendi gülüyor, adam gülüyor, masadakiler de gülüyor. Görüntü adam espri yapıyormuş gibi ama alakası yok. Coştukça coştu herif "bu kadının parasını yiye yiye nerelere geldin beaa!". Millet güldükçe aldı bu gazı "benim özüm sözüm bir, kimsenin arkasından konuşmam, senin ağzın kokuyordu biz biliyoruz bu kadın kurtardı seni". Haydaa. Tüm masa hala gülüyor, anlam veremiyorum bir türlü. Lan arkasından konuş daha iyi, herifi karısının, tüm arkadaşlarının yanında bağıra bağıra aşağılayacağına arkasından konuş, ayriyetten konuşmak zorunda mı bırakıldın da bu yolu tercih ettim. Ne ki yani bu şimdi.
Sonra düğün bitti, ayı Fahri ve ailesi aşağılanan adamın arabasına doluşup hep birlikte gittiler. Daha dünyayı doğru düzgün anlamlandıramadan böyle tuhaf insan ilişkilerine tanık olmak çok ağır geldi bana o gün. O yaşananlar nasıl bir kafa güzelliğinin ürünüydü, alkol adamı böyle yapıyorsa bana tükettirdikleri nedir, hala daha kavramakta güçlük çekerim.
Dediğim gibi olsa bu adamdan da olmazdı ortalıkta. Dediğim gibi olsa espri diye de bir şey olmazdı, mecaz da olmazdı. O yüzden bu adamdan da olamazdı, yaptığının ismi birine küfretmek olurdu, millet gülmez yaptırımını ona göre belirlerdi.
Pek eğlenceli olmazdı aslında, biraz robotumsu(android) olurdu hayat. Espri, mecaz, nezaket, tabu, ima, yalan, sanat, mübalağa, ahlak, özel hayat vesaire vesaire, daha doğrusu düşündüğünü gizlemek diye bir şey söz konusu olamazdı. Ama bunların yanında şahane de bir özgürlük kavramı gelişirdi işte.
Düşünsene her insanın aklından geçebilecek her şeyin somut örnekleriyle tarih boyunca yaşanmış olduğunu, en azından dile getirilmiş olduğunu. Dünyanın en sapık adamının kafasındaki her şeyi dile getirdiğini düşün veya şu anda çevrende gözlemlediğin en mutasıp insanın aklından geçen en abuk en saçma en gizli düşünceleri aklından geçirmediğini, direkt söylediğini düşün. Tamamen şeffaf yani herşey, en gizlimiz saklımız ile neysek tüm çevremiz için de oyuz. Ve bu şu anda düşününce geldiği gibi ürkütücü gelmiyor, çünkü farklı bir yol bilmiyorsun. Çevrendeki herkes de senin gibi, sen kimseyi ayıplayamıyorsun, onlar da seni ayıplayamıyor. Ne acaip olurdu lan.
Ülkeler arası ilişkiler bile bambaşka olurdu, bürokrasiye yer kalmazdı:
-Merhaba, biz ülkecenek Avrupa Birliği'ne katılmayı planlıyoruz.
-Vallahi hocam bana soracak olursan biz sizi almayız, şimdi zaten ekonominiz filan bombok, eee insanınızın kültür seviyesi de Avrupa standartlarından hayli uzak, serbest dolaşım versek kötü durur yani bizim ülkemizde sizin insanınız. Ben zaten sizin ırkınızdan da çok haz'etmem. Ama sen yine de sor diğer arkadaşlara.
-Tamam bir de diğerlerine sorayım o zaman. Bu arada sizin ülkenizin de kültürlü vatandaşlarınızın da komple götüne koyayım, bir savaş çıksa ilk size dalarız.
-Dalın da görün ebenizin nükleerini.
.................................
-Merhabalar biz Avrupa Birliği'ne katılacaktık, az önce Finlandiya'yla konuştum, baya bir lölö yaptı, sizin fikriniz nedir?
-Aslında katılsanız iyi olur, stratejik açıdan bizim işimize gelir yani. Ama diğerleriyle konuşmuştum ben önceden sizi aramıza katsak mı diye, pek istemediler, zor yani sizin iş. -Eyvallah hacım, görüşürüz sonra.
-Baybay.
Karşı cinsle münasebet de apayrı bir şekil alırdı:
-Merhaba, az önce siz geçerken kalçalarınıza dikkatlice baktım da, şahaneymiş bence. İş çıkışı isterseniz bir şeyler yiyelim birlikte, aç olursanız yeriz yani, ben normalde biraz daha geç yerim ama siz bilirsiniz. Olmadı direkt bize gider sevişiriz. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda.
-Hay hay. Lakin şimdi ben öyle sevgili filan pek istemiyorum. Arkası gelmeyebilir yani, tabi performansa da bağlı.
-Peki o zaman akşam görüşmek üzere, atraksiyon sonrası duruma göre tekrar konuşuruz bu konuyu.
N'oldu utandın mı? Daha edepsizce olurdu da ben yumuşattım onu.
Aynen böyle olurdu da daha mı iyi olurdu, daha mı kötü olurdu, ona karar verebilmiş değilim işte. Deneyip görme ihtimali de yok haliyle. Bu da cevapsız bir soru olarak kalsın artık abuk subuk işlere yorduğum zihnimde. Hadi bitti.
Cevval diyor ki:
Bir adamın lakabı "ayı"ysa, onla samimi olmayacaksın!
Ben istemedikçe sigara uzatma!
Avrupa Birliği'ne nah gireriz!
20 Mayıs 2008
İşin aslını söyle!
öten: Cevval Portakal:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 ötmük:
Ya bu,Kemal Sunal'ın bilmecelerini hatırlattı bana;"Bilmece Bildirmece,dil üstünde kaydırmaca Dondurma.Nedir?Hıh hıh hıh"
Hoca harbiden dediğin gibi olsa mesela ben çoğu bloga şu yorumu yapmam lazım mesela:
"Ulan her gün gelip yorum yapıyom,insan bi bağlantı verir gotoş!Bok gibi blogun var zaten!Bir boka yaramaz ama pr iyi işte!"
Belkide daha iyidir yaa!Uuuu ne dolandırıcen abicim neysen o sun işte!Ama hayatı asıl cazibeli kılan bu gizlilik,perdenin arkasını çözebilmek tabi!Karşındaki ne derse desin,olgunlaşmış bir insan diğer insanın yüzünden hal ve hareketinden anlıyor bence!
Ama bu bayanı yolda çevirip geçen konuşma olsun!Ona katılıyorum :)
abi, keşke hiç sigara içmeseydin. O zaman böyle çelişkilerde kalma imkanın olmazdı pek :)
Bu arada yakında evlerde sigara içmek de yasaklanacakmış. Kendi evinde sigara içersen zçtın... Hem sigara içtiğin için 62 YTL, hem de evinde sigara içmesine izin verdiğin için 5000 YTL filan, afiş asmadıysan odana ona da ayrı...
Gel vazgeç :P
Hea ben de para bok diyosan o ayrı :P
Konun çok güzel bugün yine : )Senin söylediklerini uygulayıp epey bir hayal kurdum,aklıma gelenleri birilerine uyguladım.Ortalık birbirine girdi be Cevval:DD
Sonra bizim evin bitişiğindeki Nakliye Şirketinde çalışan bir hamal var.''Ayı Ahmet''diye sesleniyorlar hep.Adını bir benimsemiş ki,çok memnun:DD
Ah..işte adamı her görüşümde direkt sen geleceksin aklıma.Ama emrine itaat edip uzak duramıcam,çünkü sadece cüssesi ayı garibin :DDD
Sonraa..sen bi sigara için ne bu kadar eziyet veriyorsun kendine be Cevvalcim..Al kurtul kim ikram ediyorsa.O kadar nezakete gerek yok,ama yapamıyor insan.Aynen dediğin aşamalardan geçiyor.
İçimden geçenlerin %70 kadarını söyleyebilen biriyim hak edenlere.
Bu yüzden başım çok derde giriyor.En son yol ortasında ''Haaaahk!!''diye tükürürken omzumun üstünü zor kurtardığım bir ayıya ''Ohha!!''diye bağırmışlığım vardır.Tabii eşimden neredeyse sopa yiyordum.Neden adama öyle diyormuşum.Düşün adama değil bana kızıyor :(
Yazdıkların neşem oldu yine.Eline sağlık Cevval :))
Avrupa Biliği muhabbeti süper olmuş ya yarıldım gülmekten.
"Dalın da görün ebenizin nükleerini." :D:D:D
Sen ikram edilen sigarayı almıyorsun ya, hani otlakçı demesinler diye, karşıdaki bu kez de "terbizyesiiiz ikramımı reddetti, kaba" diye düşünürse? Lafın özeti karşıdaki şöyle der böyle der diye hareket edersen çok işin var. O nedenle karşıdakinin beyninindeki ihtimal hesaplarını bir yana bırakmak lazım. Hem insanlar senin niyetini çoğu kez anlarlar. Senin o sigarayı otlanmak için kabul etmediğini de bileceklerdir. Boşver sen, o an ne yapmak istiyorsan onu yap. Güven bana en iyisi bu...
cevval güzel bir yazı olmuş. benimkinden farklı bir sigara uzattıysa eğer karşıdaki ben benimkinden başka içemiyorum öksürük yapıyor diyorum. tabii samimiysem sömürürüm kaçmaz :)
yazı tam bir klasik olmuş yine üstad .. :) Eğer dediğin gibi olsaydı , babam beni evden kovmuştu muhtemelen.. Bu arada beni sürprizlerden sürprizlere uğrattın , 22inc bir mönitör aldım kendime , sayfayı açtım ki ne göreyim köşelerde , gülmeler tuttu beni .. :D
Cevval okurlarına diyorum ki :
Görünmez köşelere saygılı ol !
22inc mönitör al !
Cevval diyosa itaat er !
:D
Manyaksın olm sen!
@biz ülkecenek Avrupa Birliği'ne katılmayı planlıyoruz
@Bu arada sizin ülkenizin de kültürlü vatandaşlarınızın da komple götüne koyayım, bir savaş çıksa ilk size dalarız.
-Dalın da görün ebenizin nükleerini.
Süper ya!
Karşı cinsle muhabbette daha başka şeyler de geliyor akla evet ama utangaçlığın gözü körolsun hahhahhaa
Çok gariptir ama ahlak kuralları insanların,kültürlerinin durumlarına göre hiç farkında olmadan şekilleniyor.Bizim yaşadığımız kültür ve davranış tarzları pek çoğuna göre aşırı derecede manyaklıkken,bazılarına göre de çok sıradan kalıyor.Bazı ülkelerin arasında hele hele kanyon büyüklüğünde uçurumlar var.Yani düşünüyorum da herkesin kafasından geçeni lak diye ortaya attığı bi toplum olsaydı,o toplum bu harekete alıştığı için daha sıkıcı ya da tam tersi sokağın ortasında ç.künü daşşağını açarak dolaşan bi toplum olurdu.Herkes aynı şekilde kafasından geçeni söyleyeceği için bu olay da günümüzde çoğu şeyin bize aslında gözükmemesi gerektiği gibi olağan gözükecekti.Bunun gibi bişey yani.
Lakabı ayı olmasa da her muhitte öyle bir ayı mevcuttur.Sigara konusunda sana katılmamak elde değil ama ben içtiğim zamanlar malbora yada parlement uzattıklarında "s.kerim ilk izlenimi" deyip hemen tüttürüyordum bir tane.
Çok güldüm eğlendim. Söylemeden geçmeyeyim dedim. Madem işin aslını söyle başlıklı yazıya yorum bırakıyorum söyleyim hemen:
Çok sıkılmaya başlamıştım blog camialarında, sürekli aynı yazıları çevirip döndürüp yazanlar! Farklı bir şeyler okuduğuma bilhassa sevindim efendim!
Sevgiler saygılar benden.
Sen de öt!