2 Mayıs 2008

Hayvanı severim, komşudan ötürü!

Hayvan severim ben. Çok duyarlı değilim bu konuda ama seviyorum hayvanı. Bu sevginin geçmişi de var. O yüzden zamanda yolculuk yapacağız şimdi.
Ben küçükken tek başıma doğmuşum, ikizim filan yokmuş yani. Aynı ailede benden önce doğan olmadığından kardeşim de yokmuş, benden sonra doğan da olmayınca "tek çocuk" sıfatını kazanmışım. Tek çocuk da ne pis bir sıfattır, sürprizlerle doludur, ürkütür bazen. Sorulur hep tek çocuğa "kardeşin var mı?" diye, "ben tek çocuğum" cevabını alınca göz bebekleri büyür soranın. Başında bir şaşırır, sonra süzer sanki çocuk her an bir pislik yapabilecekmiş gibi. Kırılabilir eşyaları kaldırır ortadan, emin olana kadar göz hapsinde tutar çocuğu. Kardeşsiz büyüyen çocukların şımarık, haylaz, psikopat, seri katil, tazmanya canavarı vs... olabileceği yönünde bir inanış vardı ben küçükken, hala öyle mi bilmiyorum. Bu inanışın üzerine bir de tavsiye edilen; "tek büyüyen çocuğun bencil olmaması için bir ev hayvanı edininiz", fikri vardır. Benim ebeveynlerimin de aklına yatmış olacak ki bu fikir, kediyle büyüttüler beni. 3 yaşımdayken alınan kedi ben 16, kendi 13 yaşına gelene kadar kardeşlik etti bana. Çok da akıllı hayvandı, laftan anlayan hayvan kavramıyla tanıştırdı beni.
Bencil oldum mu, olmadım mı bilmiyorum ama bir süre sonra hayvanı insanlardan çok sever oldum. Komşularımızdan filan daha çok seviyordum kediyi. Çok da haklıydım bence, masum yani hayvan bir hinliği yok ki. Komşu öyle değil, komşu puşt, komşu çakal. Ama kedi zararsız verirsen yiyor, vermezsen yemiyor, çok aç bırakırsan evdeki kuşu yiyebilir tabi. Kedi varken eve bir de kuş alınmıştı o zamanlar, kediye "sakın yeme lan bunu, postalarız seni sokağa" denmişti, o da yememişti, yıllarca dönüp bakmadı bile kafese. Laftan anlamaktan kastım budur, keriz köpek gibi otur denince oturmakla olmaz o laftan anlamak. Yiyorsa neden sonuç ilişkisi üzerine düşünüp değerlendirsin köpek söylenileni, öyle itaat etsin. Kedi nankördür muhabbeti var, alakası yok. Kedi akıllı. Biz bir hayvanın akıllı olması işimize gelmediğinden ona nankör diyoruz. Köpek saf, iki kuru ekmek ver kapından ayrılmaz. Kediye verirsin yer, bakar suratına bekler biraz, bir tane daha vermezsen basar gider, keriz mi kapında beklesin seni. İnsan da aynı, var mı bir kere yemek verip de kapınızda günlerce bekletebileceğiniz insan, yok.
Kedinin köpeğin de sokak kökenlisini daha çok severim ben, varoş hayvandır o. Cins hayvan gibi değildir. Cins hayvanı herkes sever, sevgiye doymuştur. Gelir kafasını okşarsın sallamaz seni, şımarık olur, bütün gün seviyorlar onu senin okşamana mı kaldı. Keriz gibi hissederim kendimi başkasının cins hayvanını severken. Öyle bir durur ki o hayvan, sanki sen onu sevmiyorsun da o sana kafasını okşatmak lütfunda bulunmuş. "köpek mi beni seviyor lan yoksa", diye düşündürür beni. Sokak hayvanı sevgiye daha aç ama, onun kafasını sevince daha çok sevinir o, değerini bilir. Sokak köpekleri öyledir özellikle, bir kere sev eve kadar takip eder. Kedi yavruları da aynıdır, bir kere seversin koşar peşinden. Büyüyünce akıllanıyor ama kediler, öyle bir kuru okşamaya kanmıyor, ihtimalleri pislikleri hesaplıyor, güvenini kazanmak zaman alıyor.
Hayvan severim ama duyarlı değilim demiştim, duyarlılar da bir acaip lan. Sokak hayvanlarını kısırlaştırma kampanyası düzenliyorlar paso. Yani diyorlar ki; biz insan ırkı olarak yeri göğü betonla doldurduk, diğer yaşam formlarına yaşayacak alan bırakmadık, beton sokaklarımızda gezer oldular, yaptığımız eziyet yetmedi, çüklerini tek tek büküp soylarını kurutucaz. Kendi çükünüzü bükün de kediye köpeğe yaşayacak yer kalsın kuntizler. Uzaylılar dünyada yaşayabilmek için gelip, hepimizi tek tek yakalayıp andropoza/menopoza soksa, soyumuzu tüketse, iyi mi olur.
Duyarlılık çok tuhaf bir şey, "sokak köpeklerine barınak sağlansın, bilmem n'apılsın, allaahh allaahh!" diye bir yırtınış var. Lüzumsuz aslında. Elleşmeyin mutlu mutlu yaşıyorlar işte, çöpten filan da olsa yiyor onlar bir şeyler. Çok duyarlıysan arada bir balkondan bir şeyler at aşağıdaki hayvanlara yeter. Ne uğraşıyorsun gariplerle.
Çocukken sokağa alıştırdığım bir sokak köpeği vardı, evden bir şeyler çıkartıp doyuruyordum bunu paso. Zararsız kirli cılız bir hayvandı işte, "Cevval alıştırdı köpeği sokağa..." diye laf yapar oldu puşt komşular. Çocuk aklımla dahi anlamamıştım bu mantığı, alışsın sokağa ne var ki renk oldu işte. Günün birinde yavşak komşulardan teki sopalayıp kovalamıştı hayvanı sokaktan, ciyaklaya ciyaklaya kaçtı hayvan bir daha geri gelmedi. Bir gün okuldan dönerken köpeğin ölüsünü gördüm uzaklarda, araba çarpmıştı herhalde. Belki de bizim çıkmaz sokağımıza alışmış olsa araba çarpmayacaktı diye düşündüm. Şahane beddua ettim komşuya, balkonuna asılı temiz çamaşırlara topak topak çamur atmaya başladım. Çocuk halimle, o temiz masum bünyeyle ettiğim beddua nasıl tuttuysa, kısa bir süre sonra rahatsızlandı kadın, hastanelik oldu. İyi de oldu. Hala için için sevinirim bu duruma, hak'etmişti. Araba çarpıp ölmüş olsa yine üzülmezdim herhalde. İlahi adalet derdim. Dedim! Hastalanınca da dedim ilahi adalet diye. Şimdi büyüdüm ilahiyatı pek mantğım almaz oldu, tutmuyor beddualarım. Böyle başına bir şeyler gelmesini istediğim biri olsa değiştiririm ama fikrimi.

Cevval diyor ki:
Hayvanı sev!
Komşunun hayvan sevenini sev!
Komşunun başını okşama!

16 ötmük:

Adsız dedi ki...

Köpekten tırsarım, kediden daha çok tırsarım.

Hani "Adam çakal gibi." derler ya, bence o "Adam kedi gibi." olmalı. Kediler daha zeki kanımca.

Kaleci dediğinde kedi gibi olmalı. :D

Adsız dedi ki...

Cevval güzel hoşsunda;"Hayban" kelimesinin kullanılmasıyla ilgili birşeyler söylememişsin!

-Hayvan gibi adam!
-Hayvanlaşma!
-Hayvan mısın oğlum sen?

Gibi kelimeler,söylenişlerle lütfen hayvanları aşşalamayalım!Bu cümlelerin yerine;

-İnsan gibi adam!
-İnsanlaşma!
-insan mısın oğlum sen?

Cümlelerini kullanmaya çalışalım. :P

Zeugma dedi ki...

Bu yazdıklarının tersi olsa inanmazdım zaten:)Cevval asla hayvanlardan hoşlanmayan biri olamaz:)
Demek çocukken Tom ve Jerry ile büyüdün he Cevval?Çok hoş ya.Bugünkü Cevval olmanda katkıları çoktur eminim.Tek çocuk olduğunu duyduğumda ben de çok şaşırmıştım.Özelliklerin pek uymuyor da:DD
Sonra bir de beddua etmeye gerek kalmıyor,ilahi adalet kendiliğinden yerine geliveriyor.Buna inan bak:)
Hayvan karı kendi hayvanmış,elleşmeseydin :DD

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Kedinin köpeğin sokak kökenlisini sevme mevzuunda aynı fikirdeyim. Neye gıcık oluyorum biliyor musun ben asıl: köpeklere kedilere örgülü boncuklu renkli bişeyler giydirip tüylerini saçma sapan tarıyorlar ya. Bu ne zulümdür inanılır gibi değil. Sanki o canlı değil de senin oyuncağın. Bırak yahu postu var hayvanın giysili doğmuş zaten. Sinir oluyorum vallahi ben buna.

Adsız dedi ki...

Yaa bu arada Kasımpatı,senin bloguna ne oldu?Bom boş içi!

Deli Profesör dedi ki...

Özellikle kendini sokağın muhtarı zanneden bir komşu güruhu vardır her sokakta.Her ne vakit hayvanları beslemek amaçlı bişey atsan,ilk o moronlar laf eder.Giren çıkan var ona sanki.Küçücük kedinin köpeğin ne zararı olacaksa.Bu koskoca,afedersiniz,s.ktiğiminin kainatı sadece insanlara ait sanki.Virüslerden beteriz,her yeri işgal ettik.

Zeugma dedi ki...

Sevgili zehirliörümcek,yazdıklarımı taslak olarak saklamaya aldım:)
Ben sizlerin bloglarını okuyup yorum bırakmayı daha çok seviyorum:)
Orası benim küçük kulübem,yani mekanım olarak dursun :D Belki bazen çoşar,ilginç bir şeyler olur yazarım.
Demek ziyarete geldin bulamadın.Evde pek durmuyorum:DD
Cevvalcim fırsat bulmuşken yine söyleyeyim.Resimdeki köpeğe ve cümlesine bayıldım :DD Ömürsün sen ya :)))
Laf aramızda köpek severim ama uzaktan.Karşıma çıksa ödüm patlıyor ya:((

Cevval Portakal: dedi ki...

@onurr, yazıya eklediğim resimdeki köpeği görünce ben de köpeğin tırsılabilir bir hayvan olduğunu anladım.

@zehirli, çok haklısın. Hayvanlık kötü bir şeymiş gibi ağzımıza dolanmış ya bu kelime. Yazık oluyor arada hayvanlara. Hayvanlaşmak masumluğun, iyiliğin, saflığın simgesi olmalı bence de. :),

@kasımpatı, kediyle büyüdüm ya ondan uymuyor galiba karakterim tek çocuklarınkine. :)
Zaman zaman ilahi adaletten ricada bulunmak da gerekmiyebilir aslında.
Blog konusunda mesajını aldım, tercih senin tabi ki ben sadece destekte bulunmak istemiştim, yazdıklarını okumayı da seviyorum o açıdan kendimi düşündüm biraz. :) Yine de dursun bir kenarda gün gelir yazılır çizilir, işe yarar. Her zaman canının istediği gibi kasımpatım.

@aydan atlayan kedi, o uygulamaya ben de uyuzum. Köpek lan o, doğasına aykırı üzerindeki tişört. Bunu yapan tipler genelde kendileri de pek bir süslü oluyorlar, hatta çevrelerindeki her şeyi süslü görmeyi seven tipler oluyorlar. Tüm evcil hayvanlarıyla benden uzak dursunlar.

@profesör, sorma hocam yaz geldi bu güruh iyice sokağa egemen oldu vallahi. Bakkala gidicem kapı önündeki kadınlar arkamdan konuşacak diye apartmandan çıkmaya tırsıyorum. Balkondan atlayıp, arka bahçe duvarını aşıyorum.
Benim arkamdan konuşmaları da çok tuhaf ama nedense yanlarından geçtikleri elektrik direklerinin bile arkasından konuşmak gibi bir huyları var bu güruhun. Kulaklarımla şahit oldum.

Taylanov dedi ki...

"kedi ben 16, kendi 13 yaşına gelene kadar kardeşlik etti"

koca yazıdan beni etkileyen ilk cümle oldu.. Ne güzel demişsin hocam.

dilekss dedi ki...

birazcık da ben öteyim :)

at , kuş , ve köpek favorilerim arasında acaip seviyorum ... iki ayaklılardan çok hemide :)

hayvan sevince mutlu oluyorum özellikle kafam bozuk olduğu zamnlarda ilaç gibi geliyor nasıl bir elektrikse onlardan aldığım ...

hayvanlara taş atan tekme atan çoçuklara uyus oluyorum ...

Cevval Portakal: dedi ki...

@taylanov, hocam o cümlede virgülü yanlış yere koymuşum, bir anlam bozulması olmuş sanki. Kopyalayınca farkettim ben de. Ama güzel durmuş yine de.

@dilekss, evet at da acaip asil görünümlü hayvandır, sadiktır akıllıdır filan. O stress olayında da kediler acaip faydalıymış, pis elektriği emiyormuş bünyeden diye okumuştum galiba bir yerlerde.

dilekss dedi ki...

ben kedi değilde köpek alssam :))

Deli Profesör dedi ki...

Ya cevval hocam konuyla alakası yok ama bu i wanna be the guy beni deli etti.O Mike Tyson'dan sonra biraz daha ilerledim.Sonra bi yerde takıldım,bi türlü geçemiyorum.Sana save dosyasını atsam da bi de sen el atsan hocam be.Vallah deli oldum.

iltiriş dedi ki...

sen de öt demişsinde cevval portakal ötemiyorum çok güzel bir yazı kaleme almışsın çok önemli noktalara değinmişsin hatta ileri gitmiş bedduaları bile değdirmişsin ne diyeyim

eğer insan hayvanseverse sokak süs vs diye ayırmaz ayırıyorsa o kişiye hayvansever diyeni...

Cevval Portakal: dedi ki...

@dilekss, valla köpek için pek bir şey duymadım da kedi birebirmiş strese kedi verelim biz, siyam. Hem uslu, sessiz oluyo onlar, alır elektriği direkt.

@profesör, hocam üzerine yuvarlanan dev yuvarlak nesneden kaçamadıysan eğer, ben de kaçamadım ondan bir türlü. :) Onun da sonrasıysa gönder ama save dosyasını, geçemesem bile merak ediyorum sonraki bölümleri.

@3k, benimki hayvanları ayırmak değil de. Sokak hayvanları sanki daha bir sevgiye muhtaçmış gibi geliyor bana.

Deli Profesör dedi ki...

Yok hocam orayı halletim.Ordan sonra harbiden çok kazık (gerçek anlamda) bi kısım var.Bütün hareketli kazıkları geçiyorum,sonuncusu dalağımı yarıyor,çok hızlı olduğundan bi geçemedim sinirlerim harap oldu.
Save Dosyası Aha Bu
Hadi hocam el birliğiyle halledelim şu oyunu :D