20 Kasım 2007

Arada bir kıta değiştir!

Geçenlerde 2 haftadır evden dışarıya çıkmadığımı farkettim. Geçenlerin süresi 2 hafta yani. Bu süre zarfında sadece sigara almak için dışarı çıkmıştım. Tam "lan acaba bi paket değide bi karton sigara almak için dışarı çıksam, dışarı çıkmak adına bir yol katetmiş olur muyum" fikrinin doğruluğuna ikna olacaktım, bir arkadaşım(isim vermiyorum direkt link veriyorum) imdadıma yetişti ve beni İstanbul'un diğer ucuna yemeğe davet etti. Bulunmaz fırsattı tabi bu, dışarıyı bırak, kıta dışına bile çıkabilecektim. Giyindim fırladım.
Kadıköy'e vardım oradan da karşıya geçeceğim, vapur iskelesine doğru yol alıyorum. Yağmur bastırdı, zorla şemsiye satmaya çalışan bir iki adamı bertaraf etmiştim ki bir kadın imza atarmısınız diye elindeki kalemi uzattı. Dönüp baktığımı görünce "tema vakfı, ormanlarımız satılmasın" diye ekledi. Onlar da pazarlama tekniklerinden az çok nasibini alıyor tabi. "Ormanlar satılacaksa bana satılsın, ormanım olsa ne güzel yaşarım lan fantom gibi. Primitiv hayallerimi gerçekleştiririm... " diye hülyalara dalıyordum ki kadının yaşlıcana(ne demekse) olduğunu farkettim ıslanmış, üşümüş. Orman adamı olma yolundaki hayallerimi bir kenara bırakıp. "Yazık lan kadına, bi imza atayım da bare boşuna ıslanmış olmasın" dedim, kaptım kalemi, attım imzamı. Normalde bu imza geyiklerinin tamamen boşa uğraş olduğunu düşünürüm. Yani yapılabilecek propagandalar, medya gibi muhteşem bir silah ile gündeme oturtulabilirken. Sokaktan geçen insanlardan imza toplamak çok etkili olmasa gerek. Ayriyetten bir şekilde konuyla ilgili kişiye bu imza dolu kağıtlar ulaştırılsa bile "haassektörüünn laa!" diyerek mangal tutuşturması muhtemel. Kadın düşüncelerimi okumuş olacak ki "Evladım görüyorsun işte biz de emekli öğretmeniz, yağmurun altında..." diyerek açıkladı durumunu. Hakikaten ormanım olsa ne güzel olur lan.
Bir de el ilanı kaptım kadının elinden. 2/B Satılık Kelepir Orman yazmışlar üzerine, yani bana orman olsun farketmez. Maki olsun, çamlık olsun ama bu 2/B ne lan. İnterneti öperim ben öperim, iyiki evime döndüm de öğrendim bu "2/B" nin ne olduğunu, sürekli sokakta olsam kimse anlatmazdı.
Şimdi araştırdım, size de anlatayım "2/B" orman olarak bi skime yaramadığı tespit edilen orman alanlarıymış. Orman'ın işe yaramadığı nasıl tespit edilir o bambaşka bir konu. Az oksijen yayan ağaçlardan filan oluşuyor herhalde. 2/B arazilerinin satışa sunulmasının amacı orman bitişiğinde yaşayan orman köylülerinin(Phantom, Tarzan, King Kong... vb) gelirleri düşük olduğu için buraları satın alarak değerlendirmeleriymiş. Aylık gelirleri 250-300$ olarak belirlenen bu köylülerin(orman bakanlığı, sitesinde halkın gelirini dolar bazında hesaplıyor apayrı bir abukluk) satın alabilmesi için gerçekten kelepir olması gerekli, tema yalan söylemiyor galiba. Zamanında Unakıtan da parsellemiş 2/B arazisini, Kemal Abi de bu vesileyle çizgi roman kahramanlarım arasında yerini aldı(Kemal Abide). Yani kısacası, orman köylüsü tanımı biraz oynak olduğu için bu araziler piç edilecek, villa dolacak(Ergün Poyraz mı oldum ne). Tema'nın üstü kapalı tepkisi biraz da bu yönde sanırım.
Dileyen gidip imza atabilir, linkle donatacaktım burayı ama orada bu konu ile alakalı haberlerin linkleri eksiksiz verilmiş.(maksat emekli öğretmen teyzenin gönlü olsun)
Her neyse şemsiyecilerin ataklarını şiddetle savuşturdum(ıslanmak istiyorum lan belki). Vapurla beşiktaşa geçtim, iskeleden çıkarken bu sefer elime zorla bir kağıt tutuşturdular. Onu da katladım koydum cebime. Otobüste biraz göz gezdirdim. Özel Hastaneleri protesto ediyorlarmış onlar da. Sağlık için değil kar için çalışır demişler. "Hepsi kapatılsın" filan diye bir de önerileri var. Herkes bir şeyi protosto ediyor. Biraz fantastik geldi istekleri, ondan üzerinde çok durmuyorum. Yoksa haklılar yani. Bir de hastane sevmiyorum özelini de sevmiyorum, beleşini de, kötü anılarım var hastanelerde. Orman daha güzel.
Oradan Boğaziçi Üniversitesinin önüne kadar gittim. Arkadaşım beni karşıladı orada. Bir güzel ziyafet çektik, ocakbaşına gittik. Ormanlar satılmasın filan derken hunharca katledilmiş koyunu, kuzuyu iştahla mideye indirdik. Bana Boğaziçi Kampüs'ünün içini gezdirdi, daha önce gitmemiştim. Manzara muhteşem, boğaz ayaklarının altında, köprü bir kırmızı oluyor bir mavi bir mor. Bir sene manyaklar gibi ÖSS'ye çalışıp, sonunda bu manzarayla karşılaşan öğrencilerin nasıl alkolik olmadığına şaşırdım biraz. Oradan Taksim'e geçtik(lan ne gezdim be) iki bira içtik evime döndüm.
Daha iki hafta sokağa çıkmam ben. Açık havada macera beklemeyin. Hadi bitirdim anacım.


Cevval diyor ki:
İki haftada bir çık gez yeter. Çok yürümenin söylenildiği gibi sağlıklı bir şey olmadığına ikna ol!
Boş kağıda imza at, bana getir!
Al bi ufak, boğaziçi kampüsüne gir, mest ol!

1 ötmük:

Adsız dedi ki...

Puh anasını satayım be!O kadar yazmıştım ne güzel döktürdüm yorumlarımı!Yaa varya bloger gogle senin...

Cevvalim,bidaha yazamam şimdi okadar uzun.Yazdıklarımı kısaca özetleyeyim.Kısasına bak,ne kadar uzun yazdım anla!

Biz Cevval Fan üyeleri olarak;

"Ehuhuğu,cevval çok güzel blogh,severek takip ediyoruz"Diyoruz ama eski yazılara bir kişi bile uğramamış gibi duruyo.Yorum canavarları nerde?

Dedim ki kendi kendime;"Ulan olum bu adam çok güzel yazıyor mu?Yazıyor!Ee sen eski yazılarına baksana okumadın onları!Onlarda güzel" diyerek geldim bu yazıya.Sonra bi baktım son yazınla alakalı bişiler var burada ne tesadüf.Nedemişsin mesela;"Ormanlar satılacaksa bana satılsın, ormanım olsa ne güzel yaşarım lan fantom gibi. Primitiv hayallerimi gerçekleştiririm... "Bunlar satar abi,önceden ev villa site otel yapıyolar arazilere sonra kurtarmak için yapıyolar bu satışı!Neyse...

Cevval Fan Üyeleri adına ben eski yazılarıda okuyup yorumlayacağımıza blogger üzerine söz veriyorum :P

Birde bu içki varya,tek başna içilmiyo pek güzel olmuyor!Olucak kafana göre en az 1 arkideş!

Bende yapıştım ekran başına bir yere çıkamıyorum!Ulan sanki blogu çalacaklar!Sanki blograzzi kapanacak bir daha göremiyeceğim.Halbuki liman hemen karşıda.Al oltanı git balık tutmaya çalış oyalançZihnin açılsın!Yok am yok biz laptopla yatıyos blogla kalkıyos.

Buyruklara uymak şart!Eyvallah